Selçuk Meryem Ana Evi / Kilisesi

-->

Hazır Metroplisi keşfetmeye çıkmışken oradan da “Selçuk’a akalım bir Efes görelim, bi Meryem Ana’nın evine varalım” dedik. Selçuk’a geldikten sonra okları takip ederek Efes’i geçtik ve Meryem Ana’ya doğru yollandık. Efes’in Antik Tiyatro kapısını henüz geçmiştik ki bizim Meryem Ana heykeli karşıladı. “Aha geldik” dedim ama meğer bi 5-6 kilometre virajlı ve dağlık bir yol varmış önümüzde.
Döne döne vardık, kapıda sağolsun Selçuk Belediyesi kırmızı halıyla karşılayıp, araç ve kelle başına bir miktar para tahsil ettiler :) Merak edenler için araç başına 7,5 -otobüs, minibüs faklı olabilir- kişi başına da 3,5 lira aldılar.

Neyse para almasalar yol geçen hanına dönebilir. Girdik. Güzel, yeşillikler arasında insana huzur veren bir yer. İnsan düşünmeden edemiyor tabii, bizim arabayla zor çıktığımız yerelere yayan hadi olsa olsa at, eşek sırtında bu insanlar nasıl çıkmışlar. İnandıkları uğruna nelere katlanmışlar. Mersin’deki Cennet-Cehennem Mağaraları’nın dibindeki bazilika, yedi uyurların Tarsus’daki saklandıkları mağara, Trabzon’daki Sümela Manastırı bunlara ek örnekler değil mi?

Konumuza dönelim, hemen yakında bir restaurant, bir – iki hediyelik eşya satan dükkanla beraber PTT şubesi ve Jandarma bulunuyor. Biraz yürüdükten sonra karşımıza ilk vaftiz havuzu olduğuna inanılan bir havuz çıktı. Dikkatli bakıldığında havuzun içinde oyuklar olduğu görülüyor. Muhtemelen o oyuklardan su doluyor ya da boşalıyordur.

Biraz daha yürüdükten sonra Meryem Ana’nın küçük bir heykeli karşılıyor bizi. Sonrasında da Meryem Ana’nın Evi ya da Kilisesi olan yapıyla karşılaşıyoruz. İçeride dingin ve uhrevi bir hava var. Oldukça küçük olan yapı bir salon yanında da ufak odadan ibaret. İçeride daha önce ziyaret eden Papalara ait tören eşyaları da sergileniyor. Hemen çıkışta da mum yakılabilecek ocaklar yer alıyor. Ocaklarla hem belediyenin görevlileri hem de aşağıda fotoğrafı olan ortaçağdan oraya düştüğünü sandığım bir görevli ilgileniyor. O görevliyi görünce bir anda kendimi çok eski zamanlarda, orada yaşam olduğu zamanlarda gibi hissettim.

Kilisede dua ettikten sonra merdivenlerden indiğimizde önce kutsal su aktığına inanılan kaynak suyu çeşmeleri hemen ilerisinde de kutsal yerlerin / türbelerin vs vazgeçilmezi olan bir dilek yeri karşılıyor. Ben de bütün çeşmelerden bol bol kutsal sudan içip hayatta sağlık, mutluluk, işte başarı, vatanda ve millette huzur diledim. Umarım kabul edilir, amin :)

Comments are closed.