Arabesk

-->

Efenim geçenlerde (geçenlerde dediğim rahat bi üç yıl oluyordur :( ) plansız ve anlık bir kararla buluştuğumuz sevgili kardeşlerim Aykut, Muju, Pinar ve Baki abiyle söz dönüp dolaşıp müziğe ve şarkılara geldi. En çok da gelip geçici ve delip geçici şarkı konseptine uygun şarkılar üzerine tartıştık. Tabii her zaman olduğu gibi ben konuyu arabeske ve güzelliklerine getirdim.
Konuşma sırasında farkına vardım ki arabesk dinlemek beni bir şekilde sakinleştiriyor, kafamı toplamamı ve daha rahat odaklanmamı sağlıyor.

Ha bu arada arabesk demişken hepsi değil, özellikle Orhan Gencebay’ın plak kayıtlarında bu etkiyi görüyorum. Pek bir bilimsel deney havası oldu ama mesela İbo dinliyorsam bir zaman sonra kulaklığı atasım geliyor.

Orhan Baba demişken, eski plak kayıtlarını özellikle dedim, zira o zaman artık gençlikten midir yoksa henüz parayı bulmadığı için olan kederden midir o gırtlağından çıkan arada yaya yaya söylediği içli parçalar beni benden alıyor, o anki ortamdan uzaklaştırıp uzak diyarlara götürüyor.

Eğer önemli bir döküman hazırlıyorsam ya da bir şeyler kodluyorsam mutlaka açarım. Ha bir zamanlar mezdeke de dinlerdim, hala da arada dinlerim, Aykut kardeşim çok gülerdi. Mezdeke dinlerken de gaza geldiğim doğrudur, ancak genellikle sıkıcı bir iş yapıyorsam, istemediğim bişiler kodluyorsam dinlerdim. Bazen ara ara kullanıyorum bu taktiği kendi üzerimde.

Ez cümle Orhan Baba her ne kadar politik ekseni “Batsın bu dünya” sosyalistliğinden “Emrin Olur” yandaşlığına kaysa da şarkılarının hayatıma kattıkları ve zihnimde canlandırdıkları hala yeri aynı şekilde koruyor.

Comments are closed.