Dark [Netflix Dizi – Yorum]

Dikkat! Bolca "Spoiler" içerebilir!
-->

Zamanda yolculuk mevzusu insanoğlunun en büyük ve belki de en eski hayallerinden biri: Geriye gidip geçmişin bazı hatalarını düzeltmek ya da ileri sarıp geleceği görebilmek.

Benim de bu konuyu temel alan yapımlara ilgim Geleceğe Dönüş üçlemesiyle başladı. Resmi sitesi: https://www.backtothefuture.com

Geleceğe Dönüş Serisinin Afişi

Sonrasında çok yapım izledim. Bazıları basit örgüler kurarken kimisi de bir hayli beyin yakabiliyor. Basit örgü derken şuna dikkat ediyorlar demek lazım Büyükbaba Paradoksu!

Kısaca özetlemek gerekirse paradoks şunu diyor: Eğer zamanda yolculuk yapıp geriye gider ve büyükbabanızı -henüz anne ya da babanız doğmamış ya da rahme düşmemiş olduğunu varsayıyoruz- öldürseniz, sizin de doğamayacağınız ve yeryüzünden silebilirsiniz.

Geleceğe Dönüş serisinin ilk filminde de bu paradoksa güçlü bir atıfta bulunuyor. Marty McFly, yanlışlıkla anne ve babasının tanışmasını ve aşık olmalarını engellediği için aile fotoğrafından önce abi ve ablası sonra da kendi silinmeye başlıyordu.

Zaten Doktor Emmett Brown da Marty’i geçmişe gittiklerinde hiç bir şekilde iz bırakmaları konusunda uyarıyordu. Sonraki bölümlerde bunun yarattığı sonuçları da görmüştük.

Dedim ya sonrasında bir çok yapım izledim, en beyin yakanlardan biri ise Predestination.

Merak edenlere için fragman

Zamanın ötesinde diye çevrilmiş film ancak tam sözcük anlamı kader / yazgı ve Yazgı Paradoksu üzerine kurulu! Yani günümüzde olacak bir olayı engellemek için geçmişe gidip oradaki yaptığı değişiklik nedeniyle tekrar geçmişe dönmeyi gerekir kılması gibi özetlenebilir. Paradoksa göre geçmişe yolculuk eden kişilerin, herhangi bir durumu değiştirme ihtimali yoktur. çünkü kırılmaz bir zaman döngüsüne girilmiştir.

Neyse lafı bir hayli uzattım, esas konumuza, 2017’de ilk sezonuyla karşımıza çıkan Dark dizine dönelim. Aslında geçtiğimiz Aralık ayında bir hafta içinde silip süpürmüştük bu diziyi. Bir solukta izledikten sonra son bölümde yeni sezonun ne zaman geleceği ile ilgili bir ayrıntı da vardı: 27 Haziran 2020!

Ah daha çok varmış derken o gün geldi çattı. Eğer diziyi izlemediyseniz ya da tekrar hatırlamak isterseniz hem sezonun hem de 3 sezonu kapsayan fragmanlarla sizi baş başa bırakayım önce:

Dizide her şey 1986 yılında, esas oğlanın (Jonas) babasının intiharıyla eş zamanlı olarak bir çocuğun kaybolmasıyla başladı. Basit bir kaçırma olarak görülen olay aslında 33 yıl geriye ya da 33 yıl ileriye gidilebilen bir kapı ve onu taklit ettikleri bir makina ile bir hayli karmaşık halde ilerliyor.

Bahsettiğim intihar eden adamla aynı gün kaçırılan çocuğun aynı kişi olduğunu söylesem karışıklığın derecesini anlarsınız sanırım :)

Zaman geçidi

Zamanda hareket etmeyi sağlan kapı işte bu yukarıdaki gibi metal bir blok. Bu blok bölgede bulunan nükleer santralinde de tam altından geçiyor.

Sabıkalı nükleer santral

Zaten bu kapının kerameti de bence bu nükleer santralde yaşanan bir kaza sonucu ortaya çıkan bir bulutsu madde. Neden bulutsu dedim, şöyle bir şey çünkü:

Hazır kapıdan bahsederken kapının üzerinde yazan ve 1. sezon 6. bölüme de ismini veren “Sic Mundus Creatus Est” ifadesinden bahsedelim.

Latince bu ifade İngilizce’ye “So was the world created.” olarak çevrilmiş yani Türkçesi “Dünya da yaratıldı”. Çeviren isim de ilginç Isaac Newton. Bu da orijinal çevirisinin halen saklanan kopyası:

Peki bu metin nedir, Antik Yunan Tanrısı Hermes Trismegistus’un Büyük İskender tarafından bulunan mezarından çıkan ünlü Zümrüt Tablet’te yazanlardır.

Hermes Trismegistus, trismegistus ifadesi “üç kere büyük” demektir ki Antik Yunanda bilgeliğin kurucusu olarak anılır ve hem kral, hem büyük rahip hem de din kurucu olarak görüldüğünden bu “3 kere büyük” ifadesiyle onurlandırılmıştır. Enteresan olarak bu kişinin bir çok mitoloji ve dinde farklı isimlerle de olsa yeri vardır. Mesela Hermes, Antik Mısır’da Thoth (Tarot’un isim babası), Roma’da Merkur, Hristiyanlıkta Enoch (Hz.Nuh’un atası), İslamiyet’te ise Hızır/İlyas olarak anılır.

Çok dağılmadan Zümrüt Tablet’e dönelim. Orijinali bilinmemekle birlikte Hermes’in mezarından bulunduğu söylemiştik. Tam metin şöyle:

Yalan söylemeden doğrudur, kesin ve en doğrudur.

Aşağıda olan yukarıda olan gibidir
ve yukarıda olan, aşağıdaki gibi
tek bir şeyin mucizelerini yapmak

Ve her şey olduğu gibi ve birinin arabuluculuğu ile ortaya çıktığı gibi:
bu yüzden her şeyin doğumu adaptasyon ile bu şeyden alır.

Güneş onun babasıdır,
ayın annesi,
Rüzgar onu karnında taşıdı,
yeryüzü onun hemşiresi.
Tüm dünyadaki mükemmelliğin babası burada.
Yeryüzüne dönüştürülürse gücü ya da gücü tamamlanmış olur.

Dünyayı ateşten ayır,
iğrenç tatlı ile büyük sanayi.
Yeryüzünden cennete yükselir
ve tekrar dünyaya iniyor
üstün ve aşağı olan şeylerin gücünü alır.

Bu sayede tüm dünyanın görkemine sahip olacaksınız.
ve böylece tüm belirsizlikler sizden uçacaktır.

Onun gücü her şeyden önce,
çünkü her ince şeyi yok eder ve her katı şeye nüfuz eder.

Dünya da yaratıldı.

Bundan takdire şayan uyarlamalar var ve geliyor
burada araçların nerede olduğu.

Bu yüzden Hermes Trismegist [sic] olarak adlandırılıyorum,
tüm dünya felsefesinin üç parçasına sahip olmak

Güneş’in işleyişini söylediğim şey tamamlandı ve bitti.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Z%C3%BCmr%C3%BCt_Tablet

Burada şöyle bir ayrıntı daha ekleyelim. Zümrüt Tablet’in 17. yüzyılda yapılan tasvirin bilin bakalım kimin sırtında dövme olarak duruyor?

Olayların gizemli adamı papaz Noah’ın tabii ki.

Zümrüt Tablet’in 17. yüzyılda yapılmış bir tasviri

Ah şimdi beyinler yakan bir ayrıntı vereyim. Noah yani bizim bildiğimiz Nuh Peygamber. Tabletin sahibi ve yazarı olduğunu söylediğimiz Hermes için ne demiştik? Hristiyanlıkta Enoch olarak biliniyor. Enoch kimdir? Nuh’un atası ve Adem ile Havva’nın 6. nesilden Jared’in oğlu. İkinci bir mevzu da esas oğlan Jonas’ın dönüştüğü yaşlı adam Adam yani Adem.

Zaman hareketleriyle ilgili de şöyle bir çizim vardı dizide. Ortadaki kesişim noktası ise 1920 olarak sanırım.

Gelelim zaman makinasına. Bahsetmiştim yukarıda kapı aracılığıyla 33 yıl ileri ya da geri sarılabiliyordu. Ancak Tannhaus isimli bir saatçinin yaptığı zaman makinası kapı olmaksızın da seyahatını mümkün kılıyordu. Sanırım bu sayede bu 33 yıldan da daha geriye 66 yıl öncesine 1920 ye gidilebiliyor.

Zaman Makinası, bir hayli alangirli

1920 yılında ne var derseniz, Jonas’ın yaşlanıp Adam’a dönüşmüş hali orada yer alıyor. Aslında düğümün çözüleceği yerde orada sanırım. Zira dizide bir biriyle bağlı karakterlerin aile albümleri dolayısıyla bağları da burada sergileniyor.

Soyağacı, enteresan olan gelecekte yaşayan bazı isimlerin fotoğrafları siyah beyaz!

Böyle bir şey hakkaten lazım, zira dizi ilerledikçe kim kimdi daha doğrusu hangi zamana aitti kayboluyoruz :)

Neden 33 yıllık bir döngü ya da ilerleme oluyor henüz belli değil ancak eğer ay takvimini kullanıyorsanız, 33 yıllık bir döngüde yaşıyorsunuz. Yani atıyorum yılbaşı 33 yılda bir güneş takviminde aynı güne denk geliyor. Bunu Ramazan’ın gelişinden biliyoruz.

Son olarak zaman değişimlerinin mağara da olması da ilginç bir ayrıntı. Malum bir çok dinde mağara çok önemli bir motif. Hz. Musa’nın 10 emri aldığı, Hz.İsa’nın 10 havarisiyle son yemek yediği, Hz. Muhammed’in peygamberlik müjdesini aldığı, hicret sırasında saklandığı yerler hep mağaralardı.

Neyse lafı uzattık yaratılış ve insanlık tarihine göndermelerden sonra bu düğüm nasıl çözülecek bu son sezonda göreceğiz bakalım.

Kim hangi zamanda kimdi diye hatırlamak isterseniz Netflix Türkiye’den ev hizmet vardı, ben de paylaşayım buradan:

One response to “Dark [Netflix Dizi – Yorum]”

  1. Kalenderiye says:

    güzel yorumlama