E-ticaret Nereye?

-->

Dünya gaz ve toz bulutuydu. Sonra soğudu katılaştı, yalçın dağlar, engin denizler, yaban eller oluştu… Evrim süreci, kavimler göçü, fransız ihtilali derken internetin icadına kadar geldik.
Sonra ne oldu? İlk günlerde HTMLle statik siteler yapılırken sonra “lan biz bunları tek tek yapacağımıza dinamik yapak ya” fikriyle CGIler, JSPler, PHPler, ASPler icat eylendi.

Sonra “böyle böyle boş boş siteler yapacağımıza ürün de satsak ya” dendi, garajlarda başlayan macera milyar dolarlara erişti. Balon malon patladı amma internetten satış da beraberinde büyük atılım yaptı.

Güzel ülkemizde de hepsiburada, gittigidiyor, sahibinden diye başlayıp bir çırpıda sayılabilen büyüklerin yanı sıra güvenilirlikleri konusunda şüphelerim bulunan bir alay site de bulunmaktadır Hele ki weblebi’nin batışı unutulur gibi değil.

Neyse küreselleşen güzel dünyamızda artık küçük olmak değil birleşip büyük olmak gerekiyor. Açıkçası bu noktada küçük işletme / markaların e-ticarette başarılı olacağına ihtimal vermiyorum. Büyük sitelerde ürünlerini satmaları daha kolay ve ucuz neden mi?

Nedeni şu: yazılımın her köşesinde olduğu bu e-ticarette de müşterilerin birçoğu kerametin yazılımda olduğunu zannetmeleri, bir de yazılımın “iki tık tık”la kolayca yapılıyor olduğunu sanmaları.

Aslında e-ticarette yazılım işin belki de %30 u bile değil. Satıcının sattığı malı ve bulacağı müşteriyi iyi bilmesi ve anlaması gerekiyor. Cep telefonu kamerasıyla çekilmiş fotoğraflar, “süper ürün, alın leyn” tanımlamalarıyla mal satılmaz. Hele ki müşteriyi tanımadan mal satmaya çalışmak, e-ticaret siteleriyle kendi dükkanlarıyla karıştırmak affedilemez hatalardır.

Kendi dükkanınızda müşteriyi bir kez çekmeyi başardıktan sonra satma ihtimaliniz yüksektir. Satış elemanınız da işini bilen ağzı laf yapan biriyse indirim / pazarlık derken satışı rahatlıkla sonlandırabilirsiniz. Ancak internet alemi o kadar rahat değildir. Fiyat / özellik / fırsat karşılaştırması çok rahat yapılır. Müşteriye ne sattığınız kadar beraberinde ne sunduğunuz da çok önemlidir. Mesela aynı mal için bir de kargo ödüyorsa neden sitenizden alsın ki?

Tabii bunlara ek olarak normal ortam bir satışta müşteri malı görür inceler, – giyim kuşamsa – dener, mala dokunur öyle alır. İade süreçleri daha az ya da kolaydır. Ancak internet ortamında müşteri her an vazgeçebilir ve iade isteyebilir.

Bu noktada e-ticaret yapmak için ürünleriniz satışa hazırlayan bir ekibe (fotoğraflama, açıklama yazarlığı, fiyat / fırsat belirleme, stok takibi, imalatçı / tedarikçi firma ya da şirket içi ekipleriyle ilişkileri sağlama), lojistikçi bir ekibe (siparişleri hazırlama, paketleme, kargolama, belki hediye paketi,kartı vs yapma, ödemelerin takibi, bankalarla ilişkiler) ve müşteri memnuiyeti / hizmetleri ekibine (iadeleri kabul etme, sorunları çözme, müşteri sorularını cevaplama ) ihtiyacınız var. Gördüğünüz gibi dördüncü ekip de yazılım ekibidir.

Oysaki bu işlerin tümünü kendiniz yapmak yerine hipermarketlerde, AVMlerde dükkan açmak misali büyük e-ticaret siteleriyle işbirliği daha akılcı olacaktır. Zaten yakın bir gelecekte sadece büyük firmalar prestij için kendi e-ticaret sitelerini kuracaklardır.

Öte yandan bazı yanılgıları açıklığa kavuşturmak lazım. Genelde karıştırılan bir durum var: hepsiburada ve gittigidiyor’un modelleri.

Kısace açıklamak gerekirse Hepsiburada’yı çok büyük bir hipermarket’e, gittigidiyor, sahibinden sitelerini de büyük bir AVM’ye benzetebiliriz. Yani biri direk kendi satarken, diğeri sadece ev sahipliği yapmaktadır.

Bu açıdan aslında gittigidiyor modeli çok daha başarılı olabilir. Özellikle küçük firmaların biraraya gelerek oluşturacakları model bakımında.

Neyse çılgınca minik minik e-ticaret siteleri yaratmaktansa yeni sektörel ya da bölgesel gittigidiyorlar yaratmak ya da bunlara katılmak çok daha mantıklı, çok daha ticari geliyor bana…

One response to “E-ticaret Nereye?”

  1. Gözde inan says:

    Yazı için teşekkürler faydalı oldu kanaatimce.