Mahmut Tuncer ve eksik proje analizleri hakkında

-->

Haydaaa, ne alaka diye içinizden geçirdiğinizi biliyorum, ama bi yazımı okuyun hele.

Bugün yemekte dükkanımızın abileriyle sohbet edip geyiğin dibine vururken nerden çıktı bilmiyorum, söz Mahmut Tuncer (bundan sonra MT diyeceğim)’in efsane şarkısından açıldı. “Bakkal, un, şeker, helva” anahtar sözcüklerini versem herhalde hemen hatırlayacaksınız.

“Hatırlamadım, ben o dönemde yoktum, bi arkadaşa kadar gittim” falan diyen varsa buyrun.

Öyle böyle derken şarkının aslında yazılım projeleriyle daha doğrusu proje analizleriyle ne kadar alakalı olduğuna kanaat getirdim. Belki başka alan ya da sektörlerde de aynı sorunlar vardır ama ben kendi sektörümü bilirim arkadaş :)

Hala bir alaka kuramadıysanız şarkı sözlerinin bir kısmı üzerinden giderek açıklamaya çalışayım:

Bakkal amca bakkal amca (Ne var)
Yağıyi var mı (Var var)
Uniyi var mı (Var var)
Şekeri var mı (Var var)
Ne duruyorsun (Ne yapayım)
Helva yapsana helva yapsana
Helva yapsana vay vay helva yapsana

Burada MT müşteriyi, bakkal amca (BA) yazılımcıyı temsil ediyor. Doğal olarak da ürün ya da yazılım, helva olacak diyebiliriz.

MT helva almak istiyor, içinde yağ, un ve şeker olsun istiyor. Talepleri bu kadar. Üzerine fıstık ve/ veya tarçın isteyip istemediğiniz bildirmiyor, ayrıca miktarı, soğuk ya da sıcak servis edilip edilmeyeceği, yağın cinsi ve en en önemlisi helvanın miktarını belirtmiyor.

Şarkıda Bakkal Amca cevap vermiyor ancak sanırım, tam hatırlamamakla beraber klipte BA onaylama anlamında başını sallıyor, en azından biz projeyi satarken öyle yapıyoruz :) BA müşterinin temel isteklerini ve ortaya çıkacak ürünü kabul ediyor. Ancak müşterinin yukarıda saydığım isteklerini sormuyor ya da göz ardı ediyor. Fiyatlandırırken de yine temel üç isteğin fiyatına göre fiyatlama yapıyor.

Helvayı pişirmek için kullanılacak ısıtıcının (ocak, fırın gibi), ortamın aydınlatılması için gerekli elektriğin, kullanılan kap kacağın amortismanları ve maliyetlerini hesaba katmıyor. Ayrıca müşteri doymaz bir iştahla yiyebileceğini düşünmeden miktar bildiriminde bulunmuyor. Yani helva yapıyoruz ama kaç kilo, kaç tencere.

Bunları bir kenara bırakırsak en önemli sıkıntı helvanın cinsi olabilir, eğer sözleşmede belirtilmediyse. Müşteri helva önüne geldiğinde “ben un helvası değil irmik helvası istemiştim kardeşim” diyebilir. O yüzden helvanın cinsinden unun cibiliyetine kadar her ayrıntı mümkünse yazılı hale getirilip, özellikle müşterinin sonra isteyebileceği “abi iki fıstık fazla atıver” gibi küçük görünüp gün sonunda zarar yazabilecek fazladan istekler için bir miktar fazla söylemek yararlı olabilir.

Tabi her zaman her ayrıntıyı ön görmek mümkün olmayabilir ama en azında ortaya çıkacak ürünün içeriği, cinsi ve miktarıyla bu ürün için  ne kadar hizmet verileceğinin net olması şirketlerin ve çalışanları oldukça rahatlatacak, belki ne alacağını bilen müşterileri de daha mutlu edecektir diye düşünüyorum.

Sonuç olarak toparlamak gerekirse iş yapış şeklimizi, müşteri, satıcı talep ve sorunlarını bu kadar net anlattığı için Mahmut abimize teşekkürü bir borç biliyorum :)

Comments are closed.