Revolution

Dikkat! Bolca "Spoiler" içerebilir!
-->

Sevgili günlük öncelikle uzun zamandır sana zaman ayırmadığım için özürlerimi kabul eyle…
Neyse gelelim mevzumuza. Malum amerikan sinema endüstrisi felaket filmlerine pek bi bayılır. Genel çerçeveyi adım adım yazmak istiyorum müsaadenizle:

  • Yakınlarda bir felaket olacağı sezilir
  • Yetkililer uyarılir ama sallamazlar
  • Felaket olur insanlar ölür
  • Esas kız yada oğlan çıkar ve dünyayı kurtarır

Bu adımlardaki en önemli kısım şu ki tüm felaketler amerikanin başına gelir ki bu kadar olaydan sonra “la toplanıp bi hamama mi gitsek” diyen biri çıkmaz. Öte yandan elemanın biri dünyayi ya da en azından Amerikayı kurtarmasını bayıla bayıla izlerken Cüneyt arkin filmleriyle dalga geçmemiz de büyük bir çelişkidir.
Neyse biz konumuza dönelim.
Sevgili dükkan kardeşlerimin teşvikiyle dizinin ilk sezonunu yedik bitirdik. Hatta arkadaşlarımdan geri kalmayayım diye bizim hanımla ard arda izledik hepsini.
Klasik felaket filmlerinden biraz farklı. Biraz dedim, yine kurtarma operasyonu ve büyük amerika reklamları bolca var. Ayrıca alttan alttan verilen siyasi mesajlara girmiyorum.
Bilmeyenler için özet geçeyim:
Bir nedenle (nedenini öğrenir gibi olduk son bölümlerde) bir anda tüm dünyada elektrikler gider ve artık üretilemez hale gelir. Tum dünya bir anda ortacaga döner. Hükümetler devletler yıkılır. İnsanlar yeniden düzen kurarlar ve olaylar olaylar…

Saçmalıklar diz boyu ama sürükleyici, iyi vakit geçirmek için bire bir. Diziyi CNBC-E ve Star TV’den takip edebilirsiniz
Bakalım Mart ayında başlayacağı söylenen yeni sezonu iple çekiyoruz…

Revolution

Comments are closed.